- 08-03-2018
- 1,095 Görüntüleme
- A +
- A -
HAK EHLİYETİ NEDİR?
HAK EHLİYETİ NEDİR?
Haklara ve borçlara ehil yani sahip olmaya hak ehliyeti denir. Doğum ile her insanın kazandığı bir haktır. Hak ehliyetine sahip olmak için hukuki bir işleme ve irade beyanına gerek yoktur. Hukuk ve haklar kapsamında sağ ve tam doğan herkes hak ehliyetine sahiptir. Hatta anne karnında ki cenin de sağ doğmak koşulu ile hak ehliyetine sahiptir. Hak ehliyetine sahip olan herkes Medeni haklardan faydalanabilmektedir. Mesela anne karnındaki bebek sağ olarak doğduğu andan itibaren babasının varisidir ve miras hakkı vardır.
Gerçek kişiler gibi tüzel kişilerinde hak ehliyeti vardır. Bir kurum kuruluş işlerini tamamladığından itibaren hak ehliyetine sahip olur.
Hak ehliyeti iki prensibe dayanır. Bunlar genellik ve eşitliktir. Genellik prensibinde her insanın dil, din, ırk, renk gibi farkları gözetilmez. Eşitlik prensibinde ise her insan hukuk düzeni içinde eşit şartlarda hak ehliyetine sahiptir. Bu eşitlik her insan için geçerli olsa da hukuken bazı sınırlamalar bulunmaktadır. Evlilik yaşı, boşanmadan sonra başka bir evlilik yapma süresi, evlat edinme şartları, evliliklerde doğan çocukların babanın soyadını taşıması gibi bazı yasal sınırlamalar herkes için geçerlidir.
HAK EHLİYETİ İLE FİİL EHLİYETİNİN FARKI NEDİR?
Kişiler kendi iradeleri ile hak ve borçlara sahip olabilirler. Buna fiil ehliyeti denir. Fiil ehliyeti hak ehliyetinden farklı olarak doğuştan değil sonradan kazanılır. Fiil ehliyeti olmak için reşit olmak, ayırt etme gücüne ve bilincine sahip olmak ve kısıtlı olmamak gerekir.
Ayırt etme gücüne sahip olmayanlar, akıl hastaları, sarhoşlar ve çocuklardır. Bu gibi kişilere hukuk, kendi fiillerinin sonucunu bilemeyecekleri için sonuç bağlamaz. Bu onları korumak ve kollamak amacı ile yapılmış yasal bir düzenlemedir.
Fiil ehliyetine sahip her kişi hak ehliyetine de sahiptir. Ancak hak ehliyeti bulunan herkesin fiil ehliyeti bulunmayabilir.